El-İmame ves-Siyase’nin
İBN KUTEYBE’ye
ATFEDİLMESİ HAKKINDA
El-İmame ves-Siyase adlı kitap çok yaygın olarak, özellikle
bu kitaptan Hz. ‘Ali’nin, Hz. Ebu Bekr’e biat etmesi için evinden zorla
sürüklenerek getirilmesi iddiasını ispatlamak için alıntı yapan Şii
polemikçikler tarafından Ebu Muhammed ‘Abdullah ibn Müslim ibn Kuteybe
ed-Dineveri’ye (213h―276h) atfedilir.
Ancak, kitabın İbn Kuteybe’ye atfedilmesi şüphesi, en erken
olarak 1322h den beri vardır.
Bu şüpheler, gerek müslüman alimler gerek oryantalistler
olsun her iki taraftan da paylaşıldı ve diğerlerinin arasına kaydedildi;
Muhammed Muhy ed-Din ‘Abd el-Hamid, İbn Kuteybe’nin Adab el-Katib (s. 9)
mukaddimesinde, Hayr ed-Din ez-Zerikli in el-A‘lam (cilt 4, sayfa 137) ve Carl
Brockelmann’in Geschichte
der Arabischen Litteratur (c. 2 s. 230 Arapça tercümesi).
Bu makale, kitabın İbn Kuteybe
tarafından yazıldığı iftirasının atılması için bazı nedenlerini ortaya koyar.
―o―o―o―
Bu atıf hakkında sayılı tartışma zeminleri vardır.
Birazdan bunlardan döt tanesi ele alınacaktır.
Sırasıyla:
Biyografi yazarları tarafından verilen İbn
Kuteybe’nin eserleri listesi
1.
Kitabın yazarı tarafından
isimlendirilen Şuyuh(Şeyhler)
2.
Diğer çalışmaların intihali
3.
İbn Kuteybe’nin nasbı (nasb
kelimesinin ıstılahtaki manası: Hz. ‘Ali karşıtı olma)
1. İBN KUTEYBE’NİN ESERLERİ LİSTESİ
Bir yazara
atfedilen herhangi bir eseri doğrulama yöntemlerinin en basiti, asıl olan bu
eserin başlığı, yazara biyografi yazarları tarafından atfedilir. İbn Kuteybe
meselesinde, biz çeşitli asırlara yayılan biyografik bilgi kaynaklarına
ulaşıyoruz.
İbn en-Nedim’den (vefatı 385h) Fihristi ile
başlayıp,
İbn Hallikan’ın (vefatı 681h) Vefeyat el-A‘yanı, Az-Zehebi’nin (vefatı 748h) Siyer A‘lam en-Nubela, İbn
Hacer’in (vefatı 852h) Lisan el-Mizan, İbn el-‘İmad’ın (vefatı 1032h) Şezarat ez-Zeheb,
Hacı Halife (vefatı 1067h) Keşf ez-Zunun, İsma‘il Paşa el-Bağdadi (vefatı 1337h)
hediyyetü’l
‘arifine kadar inceleyelim.
Kendilerinin konuyla ilgili listeleri aşağıda
verilmiştir:
İbn en-Nedim
İbn en-Nedim’in Fihristinde (s.85-86) listelenen İbn
Kuteybe’nin eserleri şaşırtıcı bir şekilde 46 ya kadar ulaşır. Bunlardan ikisi,
herbiri kendi içinde on kitap ihtiva eder. Ancak, el-İmame ves-Siyase bu
listede görünmüyor.
El-İmame
ves-Siyase başlıklı kitabın kapsamlı bir
listede bulunmaması çok dikkat çekici olarak görülmesi gerekir. İbn en-Nedim’in
kendisi şii olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu veri, üzerine dikkat
çekilmeye daha layıktır. (Bkz, örneğin, Ayetullah Şihab ed-Din el-Mar‘aşi
en-Necefi’nin Keşf
ez-Zununa önsözü)
İbn Hallikan
İbn Hallikan, Vefeyat el-A‘yan (c. 2 s. 20) da, İbn
Kuteybe’nin 14 eserinin listesini veriyor ve yine el-İmame ves-Siyase bariz bir
şekilde burada da yok.
Ez-Zehebi
Ez-Zehebi’nin Siyer ‘A‘lam en-Nubela (c. 13 s. 299)
adlı kitabında İbn Kuteybe’nin 28 eseri listelenmiştir. El-İmame ves-Siyase bu
listede de yer almıyor.
İbn Hacer
Lisan
el-Mizan’da (c. 4 s. 159, Beirut/c. 2 s. 114,
Hyderabad) İbn Hacer, İbn Kuteybe’nin 7 adet kısa bir listesini veriyor. Burada
da el-İmame
ves-Siyase zikredilmemiş.
İbn el-‘İmad
İbn el-‘İmad’ın Şezarat ez-Zehebdeki (c. 3 s. 318)
listeside el-İmame
ves-Siyase başlıklı bir eseri içermiyor.
Hacı Halife
Hacı Halife, Keşf ez-Zunun da
20 değişik yerde İbn Kuteybe tarafından yapılan çalışmaları listelemiş. Bu 20
değişik yerden hiçbirinde el-İmame ves-Siyase’ye rastlamak mümkün değil.
İsma‘il el-Bağdadi
İsma‘il Paşa el-Bağdadi de İbn Kuteybe tarafından yazılan
el-İmame
ves-Siyase adlı bir esere referans vermeyi başaramıyor.
Adı geçen kitabın, İbn Kuteybe hakkında farklı
biyografi yazarları tarafından verilen listelerde tamamı ile yer almayışından
dolayı, eserin gerçekten İbn Kuteybe tarafından yazıldığı iddiası büyük bir
darbe olarak görülmesi gerekir. Bu iddia bir de gelecek faktörlerle
birleştiğinde, bu iddiayı reddetmeye zorlayıcı bir tartışma şeklini alır.
2. YAZARIN ŞEYHLERİ
Kitabın ilk
bölümünde – Ebu Bekr ve Ömer’in faziletlerini ele alan paragraflar, Hz.Ebu
Bekr’e bey‘ata yönlendiren ve bunun hemen ardında maydana gelen olaylar –
kitabın yazarı başlıca kendi haber kaynaklardan alıntı yaparak, birçok
ricalleri kişisel etkileşim olduğu için rivayet terimleri kıymeti gereğince
kullanarak birçok senedler üretiyor.
Bu ricaller:
1. İbn Ebi Meryem
2. İbn ‘Ufeyr
3. Yahya ibn ‘Abd el-Hamid
4. İbn Ebi Şeybe
5. El-Velid ibn Müslim
İbn Ebi Meryem, Sa‘id ibn al-Hakam ibn Ebi Meryem olarak
bilinir. Mısır’da yaşadı. (Vefatı 224h). El-İmame ves-Siyase’nin yazarı “haddesena İbn Ebi
Meryem”. (s. 1, 2, 27) terimini kullanaraktan alıntı yapıyor. Hadis
terminolojisinde (ıstılahında) haddesena terimi iki kişi arasında birebir görüşmeleri
olduğunu ifade eder. Öyle ki yazarın kendisi haberi bizzat kaynaktan işitmiş
olduğunu belirtir.
İbn ‘Ufeyr, Sa‘id ibn Kesir ibn ‘Ufeyr’dir. Bu
ravide Mısırlıdır. (Vefatı 226h İbn Ebi Meryem’den iki yıl sonra ). Yazar aynı
şekilde ondan da haddesena. (s. 2, 4, 27) terimini kullanarak alıntı
yapıyor.
Yahya ibn ‘Abd el-Hamid el-Himmani adlı ravi Küfe’lidir.
İbn ‘Ufeyr’den 2 yıl sonra 228h vefat etmiştir. El-İmame ves-Siyase’nin yazarı
ondan haddesena
terimini kullanarak alıntı yapıyor (s. 1).
Yine ibn Ebi Şeybe’yi aynı haddesena
terimini kullanarak direk kaynağında isimlendiriyor (s. 2). Bu isim 235(h)’de
vefat eden Küfe’li ravi Ebu Bekr İbn Ebi Şeybe için kullanılabileceği gibi 4
yıl sonra 239(h)’de vefat eden kardeşi Osman için de kullanılabilir.
El-Velid bin Müslim de el-İmame ves-Siyase’nin yazarı
tarafından haddesena
terimi kullanılarak alıntı yapılıyor (s. 2). Bu Dimaşka(Şam)’lı ravi 195h de
vefat etmiş.
Kitabın yazarının olduğu gibi kendi kaynakları tarafından
isimlendirilen şahıslar, kitabında geçen rivayetlerin bizzat kendisi tarafından
işitilmiş olarak zikredilmesi, İbn Kuteybe’nin kitabın yazarı olması iddiasını
aşağıdaki gerekçelerle reddetmek zorunda bırakıyor:
İbn Kuteybe 213h’ de doğdu. Yahya ibn ‘Abd el-Hamid
228h’de vefat ettğinde İbn Kuteybe 15 yaşındaydı. İbn ‘Ufeyr 226h’de vefat
ettiğinde ise İbn Kuteybe 13 yaşındaydı. İbn Ebi Meryem 224h’de vefat ettiğinde
ise 11 yaşında bir çocuk idi. Şayet bütün bunlar halen şüpheleri gidermiyorsa;
El-Velid bin Müslim’in İbn Kuteybe doğmadan tam 8 yıl önce vefat etmesi el-İmame ves-Siyase’nin
yazarının İbn Kuteybe olması ihtimalini tamamıyla ortadan
kaldırıyor.
İbn Kuteybe’nin muasırları, birkaç hocalarının isimlerini
belirttiler. Bu listedeki detaylarla kitabın asıl yazarı hocalarının detayları
karşılaştırıldığında İbn Kuteybe’nin bu kitabı yazması iddiasını reddetmek için
daha fazla ağırlık eklenir.
Biyografi yazarlarının itibar ettikleri İbn Kuteybe’nin
rivayetteki hocaları
1. İshak ibn Rahaveyh (vefatı 238AH)
2. Muhammed ibn Ziyad ibn ‘Ubeydillah ez-Ziyadi (vefatı
takriben 250AH)
3. Ebu Hatim es-Sicistani (vefatı 255AH)
4. Ziyad ibn Yahya el-Hassani (vefatı 254AH)
Bu zatların vefatları yaklaşık 3. Asırın ortalarında
gerçekleşmiştir. İbn Kuteybe, bu kuşak insanlarından tarihsel olarak rivayet
etmiştir. El-İmame
ves-Siyase’nin yazarı olarak sunulan efsanevi İbn Kuteybe daha
önceki kuşağın gözbebeği idi. Bunlardan bazıları ikinci yüzyıl bitmeden vefat
etti – İbn Kuteybe doğmadan – diğerleri de 3. asrın ikinci onyılında.
3. İNTİHAL [1]
El-İmame ves-Siyase’nin diğer
metinlerle karşılaştırılması ilginç bir sonuç üretti. Carl Brockelmann
oryentalist Dozy ve Noldeke’den alıntı yaparak; el-İmame ves-Siyase’nin bazı
bölümleri İbn Habib’in (vefatı 239H) bir tarih çalışmasından aşırıldığını
bildiriyor. (Tarih
el-Adab el-‘Arabi ― Arabic translation of Geschichte der
Arabischen Litteratur ― cilt. 2 s. 230).
El-İmame ves-Siyase Ebu Bekir
döneminden Harun er-Reşid’in (195H) vefatına kadar halifelerin sistematik
tarihi olarak sunulmuştur. Burada metnin doğası hakkında esrarengiz bir şey
vardır. Başlangıçta Ebu Bekir ve ‘Ömer’in faziletine dair olan hadisleri
sonrada Peygamber Efendimizin sallallahu ‘aleyhi vesellem vefatından hemen sonra yer alan
olayları sunuyor. Esrarengiz olan kısmı ise bu noktaya kadar malzeme titizlik
ile isnadlı olarak sunulmaktadır. Ancak çok geçmeden şekil değişir, şimdiye
kadar full senedlerle verilen hadisler sayfa 27’den sonra giriş niteliğinde
olan “Zekeru…”
(“Zikrettiler…”) şeklinde kitabın sonuna kadar bu şekilde devam
eder.
Burada halifeler tarihi adında İbn Kuteybe’ye
atfedilebilir bir kitabı sunmaya ihtiyaç duyan bir yazarla (yada bir hayalet
yazar) karşılaşıyoruz. Bu sebeptan dolayı, İbn Kuteybe’nin hocaları ve kaynak
olabilecek çok sayıda olası kişileri seçti. Seçilen kişiler, İbn Kuteybe’nin
hocaları olmaları için biraz fazla erken olduğundan yazarın hesaplamada hata
yaptığı ortaya çıkıyor. İstenilen malzeme ile birkaç sayfa doldurduktan sonra –
Fatıma’nın evine sözde saldırı ve ‘Ali’nin bey’ata zorlanması – kitabı öyle bir
malzeme ile doldurması gerekli ki sistematik halifeler tarihi güvenilirliğini
versin. Aslında kitabın geri kalanı için orijinal malzeme yazmak oldukça zorlu
bir görev olurdu; bu çalışma üzerinde itinalı bir bakıma girişmek bir sahtekar
için belkide oldukça zahmetli bir iş olsa gerek. Bundan dolayı daha az bilinen
çalışmaları ve belirsiz şahsiyetleri aşırma ile daha rahat bir yönteme
başvurdu.
Bu oyun, ancak sistematik ve titiz ilmi bir araştırma bu
aldatmacayı, dünyanın gözlerinin önüne bütün çıplaklığıyla serene kadar
sürebildi.
İbn Kuteybe’nin sözde yazarlığına daha fazla şüphe
düşüren de biyografistlerin onu Nasibi yada Ehl el-Beyt karşıtı biri
olarak tanıtmalarıdır. Örnek olarak, İbn Hacer onun hakkında şöyle yazar: ‘‘İbn
Kuteybe’de Ehl el-Beyt karşıtı olma eğilimi vardı (Lisan el-Mizan cilt. 4 s.
160). El-Yafi‘i Mir’at
ez-Zamani (cilt. 2 s. 191) adlı kitabında İmam ed-Darekutni’den
alıntı yaparak bu duyguyu şu şekilde yankılandırıyor: ‘‘İbn Kuteybe asıla doğru
eğilimi yoktu’’.
Şayet İbn Kuteybe’nin eğilimi bu şekildeyse, onun böyle
Ehl el-Beyt’i destekleyen ve Sahabelere karşı olarak algılanan bir malzemeyi
belgelemesi inanılmaz görünüyor. Bilakis, bir Nasibi’den beklenilen, Şii’lerin
açısından desteklenen her türlü malzemeyi dahil etmekten en çok onun
kaçınmasıdır. Bu sahte İbn Kuteybe, itina ile böyle bir malzemeyi belgeliyor,
kişi şu sonuca varmaktan kendini tutamıyor: Kitabın hayalet yazarı hesabı
yanlış yaptı.
“Nasibi” terimi: Sıradan halk kitlelerine Ehli
Beyte, Hz. Resulullahın (sav) torunlarına düşmanlık besleyenleri tanımladığı
NEDEN İBN KUTEYBE?
Malum şu soru sorulacak, birçok sünni yazarların içinde
‘‘Neden İbn Kuteybe?’’ye atfedilmesi, burada hayali yazar kendi yazısı için İbn
Kuteybe’yi seçmesinin iyi bir sebebi olsa gerek.
It is inevitable that the question will be asked, “Why
Ibn Qutaybah?” With any number of Sunni authors to ascribe this book to, the
ghost writer must have had good reason for his selection of Ibn Qutaybah as the
author his work.
Cevap, ben İbn Kuteybe’nin ortalamasının bu arzu edilen
role en çok uygun olanı olduğu kanaatindeyim. Ne Buhari gibi evrensel bir
şekilde meşhur olmuş bir muhaddis, ne de İbn Cerir at-Taberi gibi meşhur bir
tarihçi değil, buna rağmen İbn Habib’(den aşırıldığı) gibi de tamamı ile
sıradan birisi de değil.
Kitabı, hayatları ve çalışmaları geniş ölçüde bilinen
meşhur bir kişiye atfetmek, kolayca yakalanma dezavantajını taşır. Ancak hiç
tanınmayan bir yazara da yatırım yapmak kabul edilebilirlik şansını tahrip
eder. En ideal çözüm, yeterli güvenilirliği sağlayacak kadar meşhur, ancak
sahtekarlığın da kolayca tespit edilmesinde kaçınmak için de yeterince
gözlerden uzak olan orta halli bir kişiliğe bu çalışmayı yüklemekdir.
Ve bu rol için seçilen kişi İbn Kuteybe’dir.
Yazan: Mevlana Muhammad Taha Karaan
Çeviri (İngilizceden): Murat Yasin
[1]
İntihal: Herhangi bir edebi eseri kendininmiş gibi yayınlama, aşırma.
[2]
Nasb: Istılahta, Hz.Ali (r.a) ve Ehl el-Beyt karşıtı olmak manasında
kullanılır, bu zikredilen eğilimde olana da Nasibi terimi kullanılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder